Son zamanlarda farklı sektörlerde dolandırıcılık yöntemleriyle karşılaşılırken, şimdi de "imar artışı" bahanesi kullanılmaya başlandı. Özellikle kentsel dönüşüm alanlarında yaşayan tapu sahipleri, sahte vaatlerle dolandırıcılara para kaptırabiliyor. Dolandırıcılar, vatandaşlara imar hakkı genişletme veya kat izni artırma gibi sahte vaatlerde bulunarak yüksek miktarlarda para talep ediyor.

Dolandırıcılar, resmi kurumlarla bağlantıları olduğunu iddia ederek mağdurları ikna etmeye çalışıyor. Ancak uzmanlar, imar artışı gibi süreçlerin sadece ilgili kamu kurumları tarafından yürütüldüğünü ve bireysel kişiler aracılığıyla yapılmasının mümkün olmadığını belirtiyor.

Kentsel dönüşüm kapsamında bulunan gecekondu sahipleri ve sitelerde yaşayan vatandaşlar, son dönemde "imar artışı" vaatleriyle dolandırıcıların hedefi haline geldi. 

Tapu sahiplerinin imar planı değişikliği yapabileceğini iddia eden kişilere karşı dikkatli olması gerekiyor, resmi süreçlere uygun hareket edilmesi konusunda yaşanan mağduriyetlerin sayısı artıyor. Tapu sahiplerinin bilinçsiz bir şekilde vekalet verilmemesi ve ödeme yapılmadan önce detaylı araştırma yapılması gerekiyor.

Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Ali Yüksel, kentsel dönüşüm alanlarında "imar artışı sağlayabileceğini" öne süren kişilerin yüksek meblağlar talep ettiğine dair şikayetler aldıklarını açıkladı. Yüksel, büyükşehirlerde imar planı değişikliklerinin yalnızca belediyeler veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülebileceğini belirtti. 

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, imar artışı ve emsal artışının zannedildiği kadar kolay olmadığını belirterek, bu tür süreçlerin karmaşık prosedürler ve ayrıntılı dosyalarla yönetildiğini vurguladı. Kiraz, "Özellikle kendisini ‘uzman’ olarak tanıtan ve çantacı olarak bilinen kişilere karşı dikkatli olunmalı, süreç tamamlanmadan kesinlikle ödeme yapılmamalıdır" dedi.

Ayrıca, Bakanlık mevcut imar haklarının dönüşüm için yetersiz olduğu durumlarda sınırlı değişiklikler yapabileceğini, ancak bunun dışındaki bireysel veya keyfi değişikliklerin mümkün olmadığını açıkladı