![]() |
Tweet |
Bahar aylarında artış gösteren alerjik rinite dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi AdemDirican, “Burunda akıntı, tıkanıklık, kaşıntı ve hapşırık gibi şikâyetlere neden olan kronik bir hastalıktır. Tüm dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20 -40’ını etkilediği tahmin edilen alerjik rinit özellikle gelişmiş ülkelerde ve çocuklarda sık görülen, yaşamı olumsuz olarak etkileyen, gelişmekte olan ülkelerde ise sıklığı giderek artan bir hastalıktır. Ülkemizde de bugüne kadar yapılan çalışmalar 10 yılda alerjik rinit sıklığında belirgin artış olduğunu göstermektedir” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi AdemDirican, bahar alerjisi hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Alerjik rinitin ne olduğundan bahseden Dr. Öğr. Üyesi Dirican, “Burunda akıntı, tıkanıklık, kaşıntı ve hapşırık gibi şikâyetlere neden olan kronik bir hastalıktır. Tüm dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20 -40’ını etkilediği tahmin edilen alerjik rinit özellikle gelişmiş ülkelerde ve çocuklarda sık görülen, yaşamı olumsuz olarak etkileyen, gelişmekte olan ülkelerde ise sıklığı giderek artan bir hastalıktır. Ülkemizde de bugüne kadar yapılan çalışmalar 10 yılda alerjik rinit sıklığında belirgin artış olduğunu göstermektedir” diye konuştu.
“Her yaşta ortaya çıkabilir”
Alerjik rinitinher yaşta görülebilmekle birlikte en sık çocukluktan erişkin döneme geçildiği dönemlerde görülmekte olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi AdemDirican,“Alerjik rinitli hastaların yarısında ailehikâyesi vardır. Hem anne hem de babada alerjik rinit olan çocuklarda alerjikrinit gelişme ihtimali daha fazladır” dedi.
“Polenler bahar alerjisini tetikleyebilir”
Alerjik rinite neden olan alerjenler ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içinde coğrafi bölgelere bağlı olarak değişiklik gösterdiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Dirican, “Ağaç çim, yabani ot polenleri, mantar ve küfler en sık görülen alerjenlerdir. Halk arasında saman nezlesi olarak da bilinen bahar alerjisine neden olan ağaç polenleri ilkbaharbaşlarında, çimen polenleri ise bahar sonu veyaz döneminde ortaya çıkar. Bu dönemlerde polenlere maruz kalanlarda şikâyetler görülmeye başlar” şeklinde konuştu.
“Burun tıkanıklığı görülür”
Bahar alerjisindeen sık rastlanılan semptomlara değinen Dr. Öğr. Üyesi Dirican, “Hapşırık, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, kaşıntısı, koku ve tat bozuklukları, yumuşak damakta kaşıntıve baş ağrısı görülür. Bunun yanında yorgunluk, halsizlik, uykuya eğilim, burun tıkanıklığı nedeniyle ortaya çıkan horlama ve uyku kalitesinde bozulma da olabilir. Uyku kalitesinin bozulması ve alerjik rinit semptomları konsantrasyon bozukluğuna neden olarak iş ve okul performansını da olumsuz yönde etkiler. Alerjikrinit, obstrüktif uyku apnesisendromu için de risk faktörüdür” dedi.
Bahar alerjisi çocuklarda daha sık rastlanıyor
Alerjikrinitin klinik bulgularının özellikle çocuklarda çok fazla olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Dirican,“Sadece yüzüne bakarak bile alerjikrinit lehine birçok bulgu saptanabilir. Çocuklarda alerjik rinitin en sık görülen belirtisi alerjik selamdır. Alerjik selam, burun kaşıntısını gidermek ve burun solunumunu rahatlatabilmek için istem dışı olarak avuç içi ile burun ucunu yukarıya doğru bastırılmasıdır. Bu hareketin sık tekrarlanması zamanla burun sırtında ‘Rinit tacı’ denen yatay bir çizgiye sebep olur. Bu görünümün genelde iki yıl kalıcı burun kaşınmasını takiben oluştuğu kabul edilmektedir. Erişkinlerde ise alerjik selam yerini yüz buruşturmaya terk eder” ifadelerini kullandı.
“Teşhis süreci”
Tanı sürecinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Dirican, “Fizik muayene bulguları ve ayrıntılı bir hikâye alınması ile genellikle bahar alerjisi tanısı konulabilir. Ancak tanıyı kesinleştirmek veya ayırıcı tanı yapabilmek için bazı laboratuvar testlerine gereksinim duyulabilir” dedi.
“Alerjen maddelerden korunmak önemli”
Tedavi yollarını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Dirican, “Tedavinin temeli sorumlu alerjen maddelerden korunmaya dayanmaktır. Polen alerjilerinin kontrolü mevsimsel oldukları ve tespit edilebildikleri için daha kolaydır. Ancak hastaların kısıtlanması kolay olmamaktadır. Polen mevsimlerinde pencerelerin kapalı tutulması, hava filtrelerinin kullanılması, özellikle sabahları açık havada gezilmemesi, pikniğe gitmemek, dışarıdan eve girildiğinde elbiselerin değiştirilmesi ve duş alınması daha az polen miktarına maruz kalınmasını sağlayabilir” açıklamasında bulundu.
“İlaç tedavisi tercih edilebilir”
Alerjik hastalıkların klinik olarak başladıktan sonra, öncelikle ilaç tedavisiyle kontrol altına alındığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Dirican, “İlaç tedavisi semptomları kontrol etmede yetersiz kalıyorsa ya da istenmeyen yan etkiler varsa, alerji test sonuçları uyumlu ve hasta da uyumgösterebilecek ise aşı tedavisi diye bilinen immunoterapiuygulanabilir.İmmünoterapiyidiğer tedavi yöntemlerinden farklı kılan özelliği alerjik hastalığın doğal seyrini değiştirebilen tek tedavi seçeneğinin olmasıdır. Tıbbi tedaviye cevap vermeyen durumlarda burun tıkanıklığını gidermeye yönelik basit cerrahi işlemler yapılabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.