![]() |
Tweet |
SES Adana Şube Eşbaşkanı Erol Eren, “Yönetime geldiğimiz 08.10 2023 tarihinde üye sayımız 744 iken, yeni emekli tayin ve istifaların dışında bu dönemde üye sayımız 870 olmuştur” dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şubesi bir yıllık değerlendirme toplantısı yaptı. Yapılan faaliyetler, üye artışları tek tek masaya yatırıldı. Toplantı sonrası açıklama yapan SES Adana Şube Eşbaşkanı Erol Eren, yönetime geldikleri 08.10 2023 tarihinde üye sayılarının 744 iken yeni emekli tayin ve istifaların dışında bu dönemde üye sayılarını 870’e çıkarttıklarını söyledi. Yaptıkları çalışmalardan ve taleplerinden bahseden Eren, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Kuşkusuz dünyadaki gelişmeler Türkiye'yi de derinden etkilemektedir. Savaşlar göçler emeğe, emekçiye emekliye ,işçiye, hayvana, ormana, toprağa, suya yönelik saldırılar sağcı ideolojilerin yükselmesi ırkçılık bunlar arasında sayılabilir Dünyada ve Türkiye'de kapitalist sistem yarattığı krizden çıkış yolu olarak bu dönemde .Savaş politikalarını önceki dönemde olduğu gibi sürdürmeye devam etmiştir.
Sürekli çatışma ve savaş alanı yaratılıyor yaratılmaktadır. Bugün küresel kapitalizm tarafından dünya halklarına yaşatılan en büyük en insanlık dışı sorunlar savaşlar ve savaşların neden olduğu göçlerdir. Savaşlar ekonomik krizi daha da derinleşmiş devlet içinde artan çeteleşme ve karanlık odaklara neredeyse ülke teslim edilmiştir. Daha önceki dönemde yaşandığı gibi iktidarın emek, kadın, çocuk, eğitim, sağlık, sosyal hizmet hayvan, doğa ve kimlikler alanında topyekün saldırısına maruz kalmış ve bu saldırılara karşı mücadelemiz kesintisiz sürmüştür. Türkiye'nin her yerinde işçi emekli emekçi, mücadeleleri ve sistemden memnun olmayan halk kesimlerinin mücadeleleri devam ediyor olsa da verilen mücadelelerin çoğunlukla iktidar tarafından görmezden gelinerek veya polisin saldırısına maruz kalınarak önemsizleştirildiği ve sonuç almakta zorlandığı söylenebilir. 30 haftadır yaptığımız vergide Adalet eylemlerinin TÜİK'e karşı düzenlenen protestoların işçi eylemlerinin, görmezden, duymazdan bilmezden, gelinmesi gibi TÜİK halen yalan söylüyor. Yeni paketlerle vergide adaletsizlik daha da artırılıyor .
Kamuda tasarruf paketi veya diğer paketler uygulamaya koyuluyor derinleşen ekonomik krize karşı çıkış yolu olarak gördükleri ücretlerde artış yapılmayarak enflasyonda düşüşün sağlanmaya çalışılması gibi akıl dışı uygulama adaletsiz vergilendirme çeşitli ve güvence istihdam modelleri ile işçi ,emekçi ve emekliler açlık sınırının altında bir yaşamaya mahkum edilmiş .Onlarla beraber halk yoksullaştırılmıştır. Gelir dağılımı hem dünya ölçeğinde hem de Türkiye'de bozulmuş ve bu durumda sınıfsal çelişkiler derinleştirmiştir. Buna paralel olarak artan memnuniyetsizlik toplumda yeterince karşılığını bulmamıştır. sağlık alanında yaşanılan sorunlar mobbing, liyakatsızlık, güvencesizlik, yüksek vergi kesintileri, angarya, düşük ücretler, yemeklerin sağlıklı olmaması ,yapılan işten sağlıklı kanser gibi hastalıklara yakalanma, boyun, omuz dizilerde, rahatsızlık sağlıkla şiddet aşı karşılıklı ASM'lerin bina sorunu ,tasarruf paketi ve şiddettir. İlimizde bu sorunların çözümüne yönelik yöneticilerle görüşmeler yapılmakta sorunların çözülmemesi halinde ise farklı eylem biçimleri ile konu gündemde tutulmaktadır. Sosyal hizmetlerde ise hak temelli hizmet yerine yandaşlık ilişkisini güçlendiren bağımlılık yaratan politikalar halen devam etmektedir.
Hizmete ihtiyaç duyan yaşlı kadın ve çocukların yerleştirileceği sosyal hizmet kuruluşları yetersiz olduğundan sırada bekletilmekte huzurevi başvurusu yapmış ve işlemleri tamamlanmış yaşlılar sırada beklerken ölüm haberleri alınmaktadır. Maliyeti yüksek olan sosyal hizmet kuruluşlarına( huzurevleri engelli kurum bakım) hizmeti talebi azaltmak için uygulanmaya koyulan Engelli Evde Bakım Hizmeti engellinin yakını olan bakım hizmeti verenlere düşük ücretler. Güvencesiz olarak sunulmakta 24 saat bakım hizmeti veren kişilerde (çoğunlukla kadın) fiziksel ekonomik psikolojik ve ruhsal yönden risk altında bulunmaktadır. Aile ve Sosyal hizmetler bakanlığında ASDEP (aile destek programı) denilen uygulama ve Çocuk Koruma Kanun’unda yapılan değişiklikle tuhaf bir şekilde uydurulan sosyal çalışma görevlisi tanımının içine, rehberlik danışmanlık, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi öğretmenlik aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensupları koyularak mesleki sınırlar ortadan kaldırılmış, herkes her işi yapar hale getirilmiştir.Yapılan bu uygulama ile hem meslek elemanları hiçleştirilmiş hem de hizmet verilen kişi grup ve ailelere yönelik yanlış müdahalelerin uygulanması ve sonuçlarının telafisinin güçleşmesi riskiyle karşı karşıya kalınmıştır . İktidar oy deposu olarak kullanabileceğini keşfettiği sosyal hizmetlerde daimi işçi statüsü ile çalıştırdığı ASDEP'teki meslek elemanlarını istediği memur tipini (biat eden, sorgulamayan, istenileni yapan yaratmak için) araç olarak görmektedir her ne kadar ASDEP görevlileri arasında tepki olsa da iktidarın bununla başarılı olduğu söylenebilir.
Aile ve Sosyal hizmetlerde angarya baskı mobbing, liyakatsızlık gibi sorunlar yoğun olarak yaşanmaktadır. Oluşturulmaya çalışılan siyasal islamcı faşist rejim bütün alanlara saldırmaktadır. Şubemiz dört koldan yapılan saldırılara karşı gerek şube olarak gerekse de diğer örgütlerle birlikte mücadele etmeyi önemli bulmaktadır bileşen olduğumuz ve birlikte mücadele ettiğimiz oluşumlar Adana Ekoloji Platformu, Adana Kadın Platformu, Adana Okul Yemeği Koalisyonu, Adana Platformu, Adana Emek Ve Demokrasi Güçleri’dir. Tam bu çalışmalarla birlikte yönetime geldiğimiz( 08.10 2023) tarihinde üye sayımız 744 iken yeni emekli tayin ve istifalarını dışında bu dönemde üye sayımız 870 olmuştur. Her şeye rağmen üye sayısının daha da artacağı ve sendikamızın toplumsal dönüşümü sağlayacak güce ulaşacağı inancıyla. Kamu emekçilerini sendikal hareketinde umudun ve mücadelenin adı olan KESK ( kamu emekçileri sendikaları konfederasyonu ) üyesi olan SES aynı zamanda da PSI (Uluslararası kamu çalışanları sendikaları konfederasyonu ) üyesidir Avrupa'da aşırı sağın yükselme eğilimine girmesiyle birlikte.
Kemer sıkma politikalarının derinleşeceği, kamu hizmetleri ve kamu çalışanlarının geleceğinin tehdit altında olduğunu vurgulayarak hem Türkiye'de sendikal mücadelenin yükseltilmesi hem de Avrupa 'da "Artık Kamu Hizmeti Zamanı "şiarıyla uluslararası sendikal dayanışmanın yükseltilmesi umuduyla. "Sağlıkta dönüşüm" programının uygulanmaya geçmesiyle birlikte sağlık sistemi artık bir ticari faaliyeti alanı haline getirilmiştir. Sistem insan odaklı olmaktan çıkarılıp kâr odaklı bir yapıya dönüştürülmüştür. Hastanelerin iş yeri, hastaların müşteri haline geldiği bu sistemde sağlık hizmetlerinin değerlendirilmesinde karlılık göz önünde tutulmuş niteliği değil niceliğe öncelik verilmiştir. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması grev ve toplu pazarlık hakkı önündeki yasakların sona erdirilmesi taşeron, kiralık işçilik gibi tüm çalıştırma biçimlerini yasaklanması uzun -yoğun-fazla çalıştırmanın sona erdirilmesi. İş cinayetlerinden sorumlu işverenler, bürokratlar ve siyasilerin yargılanması; sosyal konut, ucuz gıda ve ulaşımın sağlanması mesleki eğitimin kamusal niteliğinin sağlanması ve çocuk işçiliğinin yasaklanması, kadın yaşlı ve göçmen emeğinin korunması için EMEK cephesinin hep beraber oluşturulması için mücadeleye devam ediyoruz.Kurulduğumuz günden beri söylediğimiz gibi.
HAKLAR YASALARDAN ÖNCE GELİR HAKLARIMIZ İÇİN FİİLİ VE MEŞRU MÜCADELEYE DEVAM! İSTEKLERİMİZ
Performans ek ödeme taban teşvik değil tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinden emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Haklarında kesinleşmiş- yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılmalıdır.-Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır fiili hizmet süresi (yıpranma payı )yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın .-Nöbet icap ve fazla çalışmak ücretleri 2 kat arttırılsın. Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler" sağlık sınıfına" alınsın. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için "şiddet üreten sağlık sistemi" değişsin.- Kamu sağlık hizmeti veren ASM'lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın.”